Avrupa’nın 2’nci en büyük kongresi olan PERYÖN Ulusal İnsan Yönetimi Kongresi’nin bu yıl 18’ncisi gerçekleşti. 12–13 Ekim tarihlerinde Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen kongrenin açılışını,Peryön Yönetim Kurulu Başkanı Sn.Selen Kocabaş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer DİNÇER, ilk gün oturumlarının açılışını ise iş dünyasının liderlerinden Ali SABANCI yaptı.

İnsan yönetimi konusunda Türkiye’nin ilk ve tek referans kaynağı PERYÖN, bu yıl gerçekleştirdiği   18. Ulusal İnsan Yönetimi Kongresi’nde kültürün insan yönetimini etkileyen her boyutu ele alındı. Uzmanlar ve uygulamacılar, toplum kültüründen, kurum kültürüne kadar kültürün beraberinde getirdikleri, kültür çatışmaları, kültürel farklılıkların yönetilmesi, yeni iletişim araçlarıyla kültür yaratılması, efsanevi kültür örnekleri ve daha fazlası katılımcılarla paylaşıldı. Özel sektör, sivil toplum kuruluşları, kamu yöneticileri ve çalışanları, akademisyenler, danışmanlar ve öğrencileri bir araya getiren 18. Ulusal İnsan Yönetimi Kongresi’ne bu yıl 2000’i aşkın kişi katıldı.

Sn.Selen Kocabaş açılış konuşmasında katılımcıları 18.yy’la götürerek bir zaman yolculuğu yaptırarak sözlerine şöyle devam etti.
‘’Ünlü düşünür Kant, muazzam bilgisine karşın nasıl öğrenileceğini değil, nasıl düşünüleceğini öğretmek için emek harcamış 18. yy en önemli filozoflarından biri. Kant’ın  zamanla ilişkisi ilginç bir filozof. Günü mükemmel bir İsviçre saati gibi dakik yaşıyor. Her sabah saat 4.55’de uyanıp çalışmaya başlıyor. Saat 7.00’de sınıfına gidip ders veriyor.Saat 9.00’da çalışma odasına dönüyor. 12.45’ e kadar çalışıyor. 12.45 onun için öğle yemeği ve  bir kadeh şarap içme zamanı. Öğle yemeğinden sonra Linden  Allee üzerinde yürüyüşe çıkıyor .O, yürüyüşe çıktığında saat kulesinin görevlisi saatini kuruyor . Ve şehirdeki tüm insanlar da saatlerini kuleye göre ayarlarlar. Ya da Kant’a göre mi demeliydim? Kant’ın saati şehrin saati olur. Ya da acaba Kant da saatini kuleye göre ayarlıyor olabilir miydi? Buradan biraz zamanın göreceliğine değinmek istiyorum. Einstein’dan öğrendiğimiz gibi kızgın bir ateş üzerindeki 30 dakika ile kızıl saçlı bir güzelin yanındaki 30 dakika birbirinden farklı.  Peki zamanı zaman yapan nedir?  Gerçekten her şeyin ilacı mıdır ? Kaybettiğimiz bir saniyeyi bile geri getiremeyeceğinizi unutmayın…. Hani hep yakalamaya çalıştığımız zaman var ya?Zamanı  zaman yapan insanın hafızası ve kıyaslama yeteneğini olabilir mi? Örneğin bir cisme vurdum ses çıktı, bir süre sonra aynı cisme tekrar vurdum ve yine ses çıktı. 1. ses ile 2. ses arasında bir süre olduğunu düşünürüm ve buna zaman derim.  Oysa 2. sesi duyduğumda 1. ses sadece benim hafızamda olan bir bilgidir.Hafızamda olanla yaşadığım anda olan bilgiyi kıyaslayarak zaman algısını elde ederim.
30 yaş örneği… Bir insanın ben otuz yaşındayım demesinin sebebi ne olabilir? Beyninde söz konusu otuz yıla ait bilgiler birikmemiş olsa bu zaman dilimini düşünebilir mi? Yoksa sadece anla mı muhatap olur? Tekrarlayalım zamanı algılayabilmemiz için an da hafıza da çok önemli. Kültürü dünden şimdiye şimdiden geleceğe taşıyan da işte bu hafızadır.’’

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer DİNÇER konuşmasında;
‘’Çalışma yaşamındaki ciddi bir katılaşma vardır bu nu ortadan kaldıramazsanız dünya ile rekabet edemezseniz.Dünya ile rekabet edebilmek için katılığı ortadan kaldıran,esnekliği  sağlayan bir yapı olmalı.
Katı,hiyerarşik,bürokratik ortamlar insanı demotive eder’’ diyerek
İŞ ODAKLI YAKLAŞIM YERİNE  ,İNSAN ODAKLI YAKLAŞIMI KOYUN dedi.

Sn.Ali Sabancı katılımcılığı öne koyan sunumunda dile getirdiği başarı hikayesi oldukça etkileyici ve takdire şayan idi.Şirketinde  çalışanların yeni doğan kız çocuklarının isimlerinin uçaklara verilmesi Sn.Ali Sabancı’nın liderlik yaklaşımının bir göstergesi gibiydi.
Kongrenin  önemli sunumlarından biri de Sn.İdil Türkmenoğlu’nun ele aldığı ‘’POZİTİF YÖNETİM KÜLTÜRÜ’’ idi.
1991’den beri benimde ele aldığım bu konunun sektörlerde bir kültür olarak yayılması ve benimsenmesi  önemli bir gelişme olarak görülmektedir.
Dr. Marilyn Atkinson, 21. Yüzyıl Liderleri için Koçluk Yaklaşımı ile Yönetim konulu oturumda kültürün liderlikle ilişkisini ele aldı. İş Kültürümüz Açısından Ne Kadar Avrupalıyız konulu oturumda Çağlayan Çalışkan ve Yrd. Doç. Dr. Aslı Deniz Helvacıoğlu iş kültürünü incelediler. Örgütsel Kültür Yaratmada Şifre ve Semboller konulu panelde Hakan Şenbilir, Zeynep Derya Levent ve Necati Özdoğan deneyimlerini paylaştılar. Tebeşirden Dijitale: Kurumsal Gelişimde Teknolojinin Rolü konulu oturumda Banu İşci Sezen ve Aslı Taş geçmişi ve günümüzü karşılaştırdılar. İdil Türkmenoğlu, Son Dönemlerin En Moda Tutumu : Pozitif Yönetim Kültür hakkında bilgi verdi. Dr. Zafer İnkaya ve Dr. Baran Sel Atçı, kurumların maddi olmayan değerlerinin önemini Strateji Masasında İK’nın Yeri konulu panelde paylaştı. İşveren Markası Nedir? sorusunun cevabını Chafic Abillama paylaştı. Dr. John Mcgurk, Sürdürülebilir Kurumsal Başarı Kültürünü Nasıl Yaratırız konulu panelde gelecekle ilgili püf noktasını paylaştı. Facebook, Twitter, Bloglar… Teknoloji ve İnsan Kaynakları Yönetimi konulu panelde İhsan Özçıtak ve Tankut Sur yeni iletişim alanlarının kullanımı hakkında bilgi verdi.