Perihan USTA

Yönetim Danışmanı & Eğitim Bilimci Araştırmacı Yazar,Baş Denetçi

Page 2 of 13

Noah Harari;Koronavirüs&Dünya

Dünya koronavirüs salgınıyla mücadele ediyor… “Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens”, “Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi” kitaplarıyla küresel çapta tanınan Yuval Noah Harari, koronavirüsten sonra nasıl bir dünya olacak sorusuna yanıt arayan bir analiz kaleme aldı. Harari, Financial Times’te yayımlanan analizinde, “Bu fırtına geçecek. Ama şimdi yaptığımız seçimler önümüzdeki yıllarda yaşayacağımız hayatı değiştirebilir” diyor.
İnsanoğlu küresel bir krizle yüz yüze. Belki de bizim kuşağın en büyük krizi. Önümüzdeki birkaç hafta içinde insanların ve hükümetlerin alacağı kararlar ileriki yıllar için dünyayı biçimlendirecektir. Yalnızca sağlık sistemlerimizi değil ekonomi, politika ve kültürümüzü de şekillendirecekler. Hızlı ve kararlı davranmalıyız. Eylemlerimizin uzun vadeli sonuçlarını da hesaba katmalıyız. Alternatifler arasından seçim yaparken yalnızca yakın tehdidi nasıl aşacağımızı değil ama fırtına geçtikten sonra nasıl bir dünyada yaşayacağımızı da kendimize sormalıyız. Evet, fırtına geçecek, insanlık hayatta kalacak, pek çoğumuz hala yaşıyor olacak –ama farklı bir dünyada olacağız.
Kısa vadeli önlemlerin büyük bölümü hayatın demirbaşı haline gelecek. Acil durumların özelliği budur. Tarihsel süreçleri hızlı-ileri-sarmaya alırlar. Normal zamanlarda yıllarca üzerinde düşünülebilecek olan kararlar saatler içinde alınır. Hiçbir şey yapmama riski daha büyük olduğu için olgunlaşmamış ve hatta tehlikeli teknolojiler hizmete sokulur. Tüm ülkeler, büyük ölçekli sosyal deneylerde kobay görevi görür. Herkes evden çalıştığında ve yalnızca uzaktan iletişim kurulduğunda ne olur? Tüm okullar ve üniversiteler çevrimiçi çalıştığında ne olur? Normal zamanlarda hükümetler, işletmeler ve eğitim kurulları böyle deneyler yapmayı asla kabul etmezdi. Ama bunlar normal zamanlar değil.
Bu kriz döneminde, özellikle önemli iki seçimle karşı karşıyayız. İlki, totaliter gözetim ile vatandaşın güçlendirilmesi arasında. İkincisi ise ulusalcı tecrit ve küresel dayanışma arasında.
Deri-altı gözetim
Salgını durdurmak için nüfusun tamamının belli kurallara uyması gerekir. Bunu başarmanın iki yolu vardır. Hükümet için bu yöntemlerden biri insanları izlemek ve kurallara uymayanları cezalandırmaktır. Tarihte ilk kez bugün, teknoloji herkesi sürekli olarak izlemeyi mümkün kılıyor.
Çok sayıda hükümet, koronavirüs salgınıyla mücadelesinde yeni gözetleme araçları kullanmaya başladı bile. Bunlardan en dikkat çekici olanı Çin. Çinli yetkililer, insanların akıllı telefonlarını yakından izleyerek, yüz milyonlarca yüz tanıma kamerası kullanarak ve de insanları vücut ısılarını ve tıbbi durumlarını kontrol ve rapor etmeye zorlayarak yalnızca şüpheli koronavirüs taşıyıcılarını teşhis etmekle kalmadılar ama aynı zamanda onların hareketlerini izleyebildiler ve temas ettikleri kişileri tanımlayabildiler. Çeşitli mobil uygulamalar, insanları enfekte hastalara yaklaştıkları konusunda uyardı.
Sabun Polisi
Aslında, insanlardan sağlık ile özel hayat arasında seçim yapmalarını istemek sorunun ta kendisidir.
Örneğin, ellerinizi sabunla yıkamayı ele alalım. Bu her zaman insan hijyenindeki en büyük kazanımlardan biri olmuştur. Bu basit işlem her yıl milyonlarca hayat kurtarır. Biz onu bu kadar kanıksamışken, bilim insanları elleri sabunla yıkamanın önemini yalnızca 19 yüzyılda keşfetti. Öncesinde, doktorlar ve hemşireler bile ellerini yıkamadan bir ameliyattan diğerine geçiyordu. Bugün milyarlarca insan sabun polisinden korktukları için değil gerçeği anladıkları için her gün ellerini yıkıyor. Ellerimi sabunla yıkarım çünkü virüsler ve bakterileri duydum, bu minik organizmaların hastalığa neden olduğunu anladım ve sabunun onları yok edebileceğini biliyorum.
Ama bu düzeyde uyum ve işbirliği oluşturmak için güven duygusuna ihtiyacınız var.

Küresel bir plana ihtiyacımız var
Bizi bekleyen ikinci önemli seçim ulusalcı tecrit ile küresel dayanışma arasındadır. Hem salgın hem de ondan kaynaklanan ekonomik kriz küresel sorunlardır. Etkin biçimde çözülmeleri yalnızca küresel işbirliğiyle mümkündür.
İlk ve öncelikli olarak, virüsü yenmek için küresel bilgi paylaşımına ihtiyacımız var. Bu, insanların virüsler karşısındaki en büyük avantajıdır. Çin’deki bir koronavirüs ile BD’deki bir koronavirüs insanlara hastalık bulaştırma konusunda ipuçları değiş-tokuş edemez. Ama Çin, koronavirüs ve onunla başa çıkmanın yolları hakkında BD’e çok değerli dersler verebilir. Bir İtalyan doktorun sabah erken saatlerde Milan’da keşfettiği şey akşam saatlerinde Tahran’da pek çok hayat kurtarabilir. BK hükümeti çeşitli politikalar arasında kararsız kaldığında, bir ay önce aynı ikilemi yaşamış olan Korelilerden tavsiye alabilir. Ama bunun olabilmesi için bir küresel işbirliği ve güven ruhuna ihtiyacımız var.
Ülkeler açıkça bilgi paylaşma ve alçakgönüllükle tavsiye isteme konusunda istekli olmalı ve aldıkları veri ve bilgilere güvenebilmelidir.
İnsanlığın bir seçim yapması gerekir. Kopukluk rotasında mı ilerleyeceğiz yoksa küresel dayanışma yolunu mu benimseyeceğiz? Kopukluğu seçersek bu yalnızca krizleri uzatmakla kalmayacak ama olasılıkla gelecekte daha büyük felaketlerle sonuçlanacak. Küresel dayanışmayı seçersek bu yalnızca koronavirüs karşısında değil ama 21. yüzyılda insanoğluna saldırabilecek tüm salgınlar ve krizler karşısında da bir zafer olacak.

Yazının tamamı; https://www.a3haber.com/2020/03/22/dunyaca-unlu-tarihci-yuval-noah-harari-yazdi-koronavirusten-sonra-dunya-nasil-olacak/?fbclid=IwAR2e3snx_z1omYWqM8pawLM2iaPdLjvsjjvwgovzv1dds3dmcSLR4wrdBYw Çeviri:Ayşen Tekşen Kaynak;Financial Times,https://www.a3haber.com

NEOM- ROBOTLAR ŞEHRİ

GELECEĞİN KODLARI NEOM’DA YAZILIYOR!

En büyük yatırımcıları ABD, İsrail ve Suudi Arabistan olan, 500 milyar dolarlık maliyetli uluslararası dijital kent NEOM, küresel dengeleri epeyce zorlayacak.
Kafaları kurcalayan bu dijital kent,  aslında bir ZİHİN MÜHENDİSLİĞİ PROJESİ olacak.
Neom ismini, İngilizce’deki ‘New’ ve Arapça’daki ‘Müstakbel’ kelimesinin ilk harfinin birleşiminden alıyor.
Bu kent, küresel ticaretin yüzde 10’unun gerçekleştiği Kızıl Deniz’in kıyısına, Suudi Arabistan, Ürdün ve Mısır sınırında, şehir  nüfusunun büyük bir bölümünü robotların  oluşturduğu, robotların yaşadığı DİJİTAL  BİR KENT olarak kuruluyor.
Dünyada ilk kez bir robota vatandaşlık veren Suudi Arabistan, projeyi büyük bir çoğunlukla finanse ediyor.
Suudi Arabistan Veliahtı Prens Muhammed bin Salman, tarihsel ve inançsal öneme sahip
(The Animatrix-   Wachowski kardeşlerin çizgi filmi; https://www.youtube.com/watch?v=JwKJsRU6V_s ),
Stratejik bir  bölgede, artık Süveyş Kanalına hiç ihtiyacı olmayacak İsrail’e, yeni bir dünyanın kapılarını açıyor…
Çöl ve kayalıkların hâkim olduğu bu topraklara ilk baktığınızda, bir şey göremeyebilirsiniz…
Ya da sizi cezbedecek hiçbir şey bulamayabilirsiniz.
Bu topraklarda belirli bir fikir yok,sınır yok,bölge yok ama sonsuz bir potansiyelin olduğu NEOM var.

NEOM PROJESİ ile zihinlerin tamamen  dijitalleşip Transhümanizmin gerçekleşeceği, küresel dengeleri zorlayacak ,üstün bir ırkın yaşayacağı bir kent kuruluyor.
Bu kent aslında, dünyaya hükmederek yön verecek,  DİJİTAL BİR  DEVLET  olacaktır.
Enerji, Su, Mobilite, Biyoteknoloji,  Üretim, Medya,  Eğlence, Teknolojik ve Dijital Bilimler ve yaşam gibi 9 farklı alanda inovasyon gerçekleştirecek bu projeler,  sadece güneş ve rüzgar enerjileriyle tedarik edilecek.
‘’Gelecekteki  İnsan-Yeni  İnsan’’ı şekillendiren bu proje,
YENİ DÜNYA VİZYON’undaki üstün bir ırkı tasarladığı aşikar, ancak küresel dünya nasıl bir demografik yapıya sahip olacak,  sosyo-ekonomik değişimler  nasıl gelişecek, Yeni  Dünyanın  3 Odağı; Yeni  Normal,  Yeni  Denge  ve Yeni  Zihin’mi olacağı belirsiz.

5G VE ZİHİN KONTROLÜ

21. Yüzyılın ekonomisinin en karlı ürünü; İnsan Zihni
YENİ DÜNYA DÜZENİ, ZİHİN KONTROLÜ

5G teknolojisi ile Güney Korede yapılan (hologram) ejderha gösterisi izleyenlerde ciddi bir panik yarattı.
Güney Kore dünyanın ilk 5G ağını kullanıma açtığını duyurdu.
Ülkenin en büyük 3 telekomünikasyon şirketi olan SK Telecom, KT ve LG Uplus yerel saatle çarşamba günü 23.00’de ağın kullanmaya başlandığını açıkladı.
5G Teknolojisi ile akıl  alamayacak yenilikler bizleri bekliyor.
Yeniliklerin  başında ise sanal ve zenginleştirilmiş gerçeklik,bir şebeke ile birden fazla cihaza bağlanma “Nesnelerin İnterneti” geliyor.

İlerleyen zamanlarda 5G’nin daha akıllı ürün kullanımı ve ürküten senaryolarıyla karşılaşacağız.
ZİHİNLER BOMBARDIMAN ALTINDA ; Görüntü FAKE, etkileri gerçek , olacak!
Holografik olarak oluşturulan görüntüler gerçek bir varlıktan ayırt edilemeyecek.
5G teknolojisi ile daha akıllı bir DÜNYA olacak, ancak kontrollü zihinlere hapsedilmiş bir DÜNYA’da yaşayacağız..!
Dünya PANİK BUTONU bir tık ötede olacak.
5G ile HOLOGRAFİK ATMOSFER ekran gibi kullanılarak aksiyon, gerilim , bilim kurgu filmi hepsi bir arada bir gösterimde..!
İnsan DNA’sı,ışık,ses ve görüntü ile aktive edilip, zihinlerde istenen algı ,düşünce yaratılarak kontrole alınacak,düşünceler hapsedilecek..
DAVOS 2018’de ele alınan konu; Bizden sonraki jenerasyon bağımsız yaşayamayacak.
İnsanlığı küçük elit bir grup yönetecek.
Teknoloji öyle bir noktaya geldi ki sadece bilgisayarlar değil beyinler hackleniyor.İnsanlar,organizmalar hackleniyor.
Daha AKILLI bir dünyada yaşayacağımız aşikar, ancak bu dünyada asla bağımsız yaşanamayacağı gerçeği daha aşikar olacak…

MCT 24. İnsan Kaynakları Zirvesi‘nden </Hello_ HR>

Bugün herşey hızlı,hem de çok hızlı.

Ama bu durum NORMAL.

İş dünyası bu NORMAL’e uyumlu LİDERLER arıyor.

Bu liderler, yeniden yıkım ile değişen,dönüşen ‘’Agile Şirketler’’ yaratıyorlar.Çalışanlar ise bu şirketlere ‘’ADAPTE OLMAK-ADAPTASYON’’ ile uğraşıyorlar.Uğraşırken sakın yok olmayın!

Yeniden yıkım ile,kişisel deneyimleriniz ile  sizde yeniden doğuşunuzu oluşturun.

Yeni iş liderleri bu yıkımdan büyük bir iştahla çıkanlar olacaktır.

‘’Kişiselleştirme-Bireyselleştirme’’deneyimi;‘’BEN’’ duygusu, yüzyıllardır, seri üretime her alanda devam ederken,

dünyada ‘’Kişiselleştirme-Bireyselleştirme’’deneyimi önem kazanıyor.

YouTube bu anlamda dev bir endüstri olma yolunda hızla ilerliyerek duyguların seri üretimine etkin bir tercüman oluyor.

Ciddi kazançlar sağlarken, sizlere de ‘’Inclusion-Kapsayıcı’’ bir duygu ile‘’kişiselleştirilmiş deneyimler’’ yaşatıyor.

Anlayacağınız, dijital dönüşümün yeni iş modelleri bu temellerle güçleniyor.

MCT 24. İnsan KaynaklarıZirvesinde Dr.Rıza Kadılar, ‘’Liderlik-Dijital Dönüşüm’’ oturumunda ‘’Ten work skills’’olarak açıkladığı yetkinliklerde üç önemli beceriyi şöyle açıkladı;

Dokunamayacağın insanlar ile iş yapmak,Kalabalıklara ulaşmak- Yaygın politikalar izlemek, Platform Ekonomisi kurmak

Dijital iş dünyasında var olabilmenin dayanılmaz hafifliği, artık yüreklere dokunmayı esas alırken şu sorular gündem oluşturmaya devam ediyor;Robotların yapamayacağı hangi becerilere sahipsiniz, neleri yapabilirsiniz?

Hangi becerilerinizi geliştirebilirsiniz?

Yani becerilerinizle ‘’YENİ BİR BEN’’ olmak, bir güç oluşturmak zorundasınız.

‘’Ben-Me’’gücüne, şimdilerde yayınlanan bir şarkı klibinde, ‘’kişiselleştirerek deneyimleme’’ ile tanık olabiliriz.

Yetenek,üretkenlik,kişiselleştirerek deneyimleme;Hepsi bir arada

Me! ABD’li şarkıcı Taylor Swift, ileri teknoloji kullanarak Brendon Urie ile seslendirdiği Me! klibi,YouTube ‘da 24 saatte 65.2 milyon kez izlenmiş.

Perihan Usta

Şimdi ‘’Çok Boyutlu İnsan Olmak’’ zamanı, ‘’Yeni İnsan’’ bu’dur.

Yeni Dünya,Yeni Zihin Yapısı ile ‘’Yeni İnsan’’ı şekillendiriyor.
Asıl mesele, zihinde özgürlük ile boyutları aşabilmek ve boyutlara hükmeden insan varlığını farkındalığa getirmek.
Gelişim için önemli olan sahip olduğunuz kariyerin, gücün büyüklüğü değil, sahip olduğunuz BİLİNC’in büyüklüğü.
Yeni insan, ‘’Yeni Zihin Yapısı’’ ile tüm boyutlara hükmeden  bu bilince geçebilir.
Bu bilinçte, SEVGİ BOYUTUNU yaşar.
Klasik düşünme tarzlarını iptal eder, ayrıştırmaz, bütünleştirir, yargılamaz , şefkatle kucaklar.
Şimdi,  dünyada her alanda, her ilişkide sonsuz SEVGİ, sonsuz ŞEFKAT zamanı, varlığımızın  IŞIK olma zamanı.
Lütfen, Işığınızın parlamasına izin verin, onu dünyanın bu kaosundan, negatif algı ve düşüncelerin girdabından kurtarın,‘’Barışı, Huzuru, Şifayı’’ yaratacak sizlersiniz.
Dünya doğrusal ve bizler doğrusal düşünmeye çalışan, aklımızla entelektüel olmaya çalışan ama zorlanan, ne yazık ki bir köşeye sıkışmış varlıklarız. Hepimiz bu köşelerde çözümü arıyor, kısır döngüde dönüp duruyoruz.

Çözüm ”Yeni Zihin Yapısı”nı destekleyen değişimde…
Dünya  değişiyor , bizler  bu değişimin birer  parçasıyız ve hepimiz birlikte bir bütünüz.
‘’Bütün’ü oluşturan zerre’, bütünün bilgisine sahip  ve HOLOGRAFİK bir sistemle çalışmakta.

Şimdi DEĞİŞİM zamanı!
Dünyadaki değişimler daima radikal olmuştur ve olmaya devam edecektir.
Bu değişim, ‘’eski zihin yapısını’’ parçalara ayıracak, zihni,’’ DEĞERLERLE-Sevgi ve Şefkat’’ ile yeniden formatlayacaktır.
Doğrusallıktan çok boyutluluğa geçiş için, zihninizi korkulardan arındırın.
Sizi  tetikleyen eski zihinsel modeller, bilin ki  artık tetiklemeyecek.
Gücünüzü doruğa çıkarmaya çalışmak için kullandığınız yollar, artık sizin için bir seçenek değildir.
Çünkü  eski zihin yapısı, Yeni Dünya Modeli ile uyuşmuyor, çatışıyor, bu yüzden dünya günden güne daha karmaşık ve belirsiz hale geliyor.

Yeni  bir başlangıca adım atın
Hayatınızda bazı önemli değişiklikler tecrübe edebilir ve etkilenebilirsiniz,
Mesela, iyileşmeye ve iyileştirmeye odaklanmak, bunun için gerekli olan yeni yetenekleri geliştirmek, henüz tamamlanmamış ama hemen hemen bitmiş olanları bitirmek, eski rollerin düşünce tarzlarını değiştirmek,
’’ Doğrusal Düşünce Sistemlerini’’ BÜTÜNSELLİĞE çevirerek ‘’Çok Boyutlu Düşünme Tarz’’ına geçmek,
Çok boyutlu insan olarak, hayatı doğal akışında yaşamak gibi. İnsanlar  arasında saygısızlığı teşvik eden ve açgözlülük temeline dayalı olan zihinsel sistemleri bırakın , bırakın ki hayatınızda ‘’Mucizeler raks etsin’’.
İnsanlar size baktıkların da ‘’DENGE ve SEVGİ’’ görsün, görüyorlarsa, siz  ‘’Yeni Zihin Yapısında-Yeni  İnsan’’ olmayı başarmışsınız demektir. (Kayn;Zihin Mühendisliği ve çeşitli araştırmalar)

Zihin Mühendisleri ve Dâhi’ ler

Ahmet Güneştekin’in zihinsel özgürlüğü – Ölümsüzlük Odası

Arkadaşım, hemşerim, halkçı ve emekçi bir sanatçı
21.Yüzyılın Futurist Sanatçısı ve bir Dâhi.
Ahmet Güneştekin aslında bir ‘’Zihin Mühendisi’’.

Hayatı  romanları dolduracak kadar düşündürücü.
Eseri gibi hayatı , faaliyetleri ve insanlığa sunduğu katkıları ile değerli bir ‘’İnsan’’.
Sanatçılığa giden yolu Batman’da başladı.
Değerli çalışmaları  New York /Marlborough Gallery  tarafından keşfedildi ve sanatçıya sponsor oldu. Değerli sanatçı Venedik Bienali başta, dünya sanat başkentlerinde sergilerini açmaya başladı.
Eser ‘‘Contemporary Istanbul 2018’’ programında, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda halka açık, ücretsiz olarak sergileniyor,
Zihinsel özgürlüğüyle sonsuzluk keşfinde ‘‘Ölümsüzlük Odası!’’
Eserin şekillenip ortaya çıkması beş yıl sürmüş.
Güneştekin 130 arkadaşıyla birlikte çalışarak ortaya koyduğu eseri, zihnin sonsuz düşünce dünyasında yaratıcılığının şekillendirdiği öğeleri, mitoslarla ilişkilendirmiş.
Yarım ay şeklinde bir duvar.Bu duvarların üzerlerinde mozaik şeklinde işlenmiş kafatasları ve yedi çeşit boynuz. Yarım ayın ortasında fotoğrafta gördüğünüz devasa bir kafatası. Kafatası Nuh, ağzından sarkan uzun boynuz ise geminin hayvanlarını temsil eden kafatasları. Toplam 22 bin parçadan oluşan eserde gök kuşağının yedi rengi kullanılmış.
Ölümsüzlük Odası 7 ve katları ile ifade edilmiş…?

Eserin ilham kaynağı Babil’in Gılgamış Destanına  konu olan ölümsüzlük sırrı.
Bu sır, sanatçının düşsel dünyasında yorumlanarak  son halini almış.
Gılgamış’ın ölümsüzlüğün sırrını  bulmak için çıktığı yolculuk , Göbekli Tepe’de (Göbekli Tepe, dünyanın ilk yerleşim merkezindeki binlerce yıllık mabet) ortaya çıkan anıtsal yapılarla sahneleniyor.
Güneştekin, Türk, İslam mitolojisi, Gılgamış, Ergenekon ve Nuh Efsanelerindeki farklı insan topluluklarının sosyal, kültürel etkileşimlerini  işleyerek, bu sahneyi zihinsel bir bütünlükle eserleştirmiş.

Bu muhteşem eseri her yönden gözlemleyip  incelediğinizde  tıpkı zamanda bir yolculuk misali, yaşam geçmişten geleceğe belleğinizden defalarca akıp giderken, duygular hafif bir üzüntü bazen hayretle, bazen de kurban edilmişlik hissi ile bir yılan kıvraklığıyla yol alarak, ölümsüzlük odasına yayılıyor.
İnovatif  bir zihnin yarattığı bu eser, ‘’Varoluşu, Bilinçli Farkındalığı, Zihnin sonsuz düşünce dünyasını, Ölümsüzlüğü , Sonsuzluğu ,Uzay ve Zamanı’’ hissettiriyor.

YENİ ZİHİN YAPISI

#ZİHİN MÜHENDİSLİĞİ;ENTELEKTÜEL  KAPİTALİZMİN YENİ ZİHİN YAPISI -DİJİTAL ZİHİNLER
Eski  zihin  yapısı  yok  artık!
Yeni  Dünya’nın  3 Odağı; YENİ  NORMAL,  YENİ  DENGE  VE  YENİ  ZİHİN” yapısı.
Yeni zihin ağları, dünya network ağını kurmuş durumda.
Dünyada ki gelişim ve evrimleşme öncelikle zihinsel sistemimizi değişime zorluyor,
Bugün  “Yeni Dünya”yı yönetebilme gücü, zihinleri yönetmekten geçiyor.
Dünya bu gerçeğin peşinde !
ÇÜNKÜ ZİHİN 21.YÜZYILIN  EN  BÜYÜK  SİLAHI,
Ve toplumları  istediği yönde yönetip, yok edebilecek vurucu bir güce sahip.

Yakın gelecekte internet ağı yerini beyin ağına bırakacak, anılar ve duygular internette yer alacak.
Dijital internetin yerini duygulardan oluşan  ZİHİN  AĞI  alacak.
Dolayısıyla,
Dengeli  ve ekonomik  zihin kullanımı ile “An’ı Yöneten”,  “ YENİ ZİHİN YAPISI -DİJİTAL ZİHİNLER” bireysel ve kurumsal  performansınızı belirleyecek.

Hızla Dijitalleşen iş dünyasında, Endüstri 4.0 ile otonom fabrikalar kurulduğundan dolayı, geleceğin iş gücü bu bağlamda ciddi bir tehdit altında.
Her çalışan ancak zihinsel yetenekleriyle bu tehdidi bertaraf edebilir.
Sınırsız bir potansiyele sahip “Dijital İnsan Zihni “ ile “Dijitalleşmeye Çalışan  İş Dünyası” için gerekli dört temel yetenek grubu şöyle sıralanıyor;
1-Dengeli ve Ekonomik Zihin Kullanımı
2-Dijital Yetenekler,
3-Çevik Düşünebilmek,
4-Kişiler arası ilişki ve iletişim yetenekleri
Bu yetenek grupları ancak “Dengeli ve Ekonomik Zihin Kullanımı” ile sağlanabilir.
Prf. Michio Kaku (Bilim Adamı) ,Dengeli ve Ekonomik Zihin Kullanımını şöyle izah ediyor;
Yeni yüzyılda “EMTİA   KAPİTALİZMİNDEN, ENTELEKTÜEL  KAPİTALİZME” geçeceğiz,
Çünkü  seri üretimi yapılamayan tek şey insan beyni olarak kalacak.
Yapay  zekâ  iki  beceriye  erişemiyor.
Birincisi ; GÖRDÜĞÜNÜ  ALGILAMA  YETİSİ
İkincisi; AKLI SELİM  SAHİBİ   OLMAK
Geleceğin para birimi; AKLI SELİM,
Yatırımı; “EĞİTİM   VE  KÜLTÜR” olacak.
Uzun soluklu rekabette fark yaratmak için robotların yapamadığına erişmek gerekir;
Yani AYIRT ETME VE MANTIK  KURMA  YETİSİNE…

“i-marketing” -“Now & Next”

18. Pazarlama Zirvesi “ i-marketing” ve 23.İnsan Kaynakları Zirvesi “Now & Next” ana teması ile pazarlama, insan kaynakları profesyonelleri ve uzmanlarını bir kez daha heyecanla buluşturdu.Konferans başkanı Peter Fisk’in (Pazarlama Gurusu, Profesör IE Business School) futuristik ve kapsamlı bilgileriyle,  zirve  her yıl ki eğiticiliğini yineledi.
Her iki zirvede dünyadaki dönüşümün dinamikleri tartışıldı.
Sonuçta, iş profesyonellerinin odağına, değişim için önce “Zihinsel Dönüşüm” yerleşti.
Şimdi “MIND TIME” zamanı.

Zirvede “Rezonans Etki Alanı” oluşturmaya çalışan konuşmacılar ile katılımcılar arasında yeni bilgilerle, mekan, konsept, etkileyici müzik ve toplu danslarla interaktif bir bütünlük oluşturulmaya çalışılması bir hayli dikkat çekiciydi.

Her iki zirveden önemli satır aralarını, iç görüleri sizlerle paylaşmaya çalışacağım;
Büyük verinin şekillendirdiği yeni ekonomi dinamikleri,
iş dünyasını “YIKICI –DISRUPTIVE-DEĞİŞİMLERE” zorluyor.
Bir yanda Dijital Çağın olmazsa olmazı “YIKIM VE İNOVASYON”,
diğer yanda “Hyper Awarness Liderlere” ihtiyaç duyan bir dünya,
iş profesyonellerini beceri ve yeteneklerin arttırılması konusunda ciddi bir şeklide uyarıyor.
Büyük Veri, Yapay Zeka yükselen trend.
Rekabet “AI-Yapay Zeka” ile hız kazanıyor, avantaj aslında “BÜYÜK VERI” de gizli.
“MELT-RATE-Erime hızı” gittikçe artıyor.
Peki, Eriyen ne?
Şirketler mi, Birikimler mi, Kariyer mi, Emek Gücü mü, Değerler mi?
Belki de hepsi….?
İşte bu yüzden “YIKICI –DISRUPTIVE DEĞİŞİMLER” geliyor.
Değişim kaçınılmaz, süper hızlı ve çok kapsamlı, hatta karmaşık.

Sweetman Cragun Group CEO SHANE CRAGUN; “ Ya yıkıcı değişim yap, ya da bu yıkıcı değişimin kurbanı ol” diyerek ‘Yeniden Yaratmanın-Değişimin’ formülünü şöyle verdi;
REINVENTION FORMULA-DEĞİŞİM FORMÜLÜ;   (DxFxAxE)L>C

Kariyerini PROVAKATIF olmaya adamiş Tom Goodwin (Head of Innovation-ZENITH USA) Post Digital Cagda dünyada ki “KAOS YÖNETİMİ”nin, oncelikli gereklilik oluşturduğunu, provakatif bir sekilde anlatarak, “Belirli olan tek şey belirsizliktir. Bunu kabullenirsek geleceğe dair kaygılarımızı azaltabiliriz” dedi.
Kaygılarımız nasıl azalabilir?
Teknolojiler büyüleyici olsa da farkı yaratan, Zihin Yapısı.
Zihinde ki vızıltı, her zaman sahip olduğunuz negatif bir kalıntıdır, bırakın gitsin.Zihinsel dönüşümü sağlayacak, belirsizliği sen yok edeceksin, kaygıyı özgüvene sen dönüştüreceksin.
Belirsizliği kucakla, cesur ol, değişimin üzerine gidenler cesur liderlerdir.

NOW and NEXT; ŞİMDİ VE SONRASI’nın kısa formülü; Şimdi de ol, geleceği tasarla, AN’ın büyüsünde yaşa.
Eğer şimdiyi değiştirirseniz, işin geleceği de istediğiniz çerçevede değişecektir.

Davranış Stratejisti, İnovasyon Uzmanı Max Mckeown; “Şimdicilik Sanatı’nı anlattı. Başarı iyi uyumdan gelir.
İşbirliğinin gücü, yöneticinin gücünü belirler.
Yönetici nitelikli ve bütünleştiricilik gücüne sahip olmalı” diyerek güçlü liderliği vurguladı.
Ashridge Business School-Diyalog Profesörü Megan Reitz ise; “Organizasyon da ki tuzaklara dikkat çekti. İnsanların bize doğruyu söylemesine – Açık Davranamamasına” neden olan tuzaklar üzerine konuşarak, dışardan bakıldığında ne kadar korkutucu olabileceğimizi unutmamamız gerektiğini ifade etti.
“Sabırlı, istikrarlı olun” dedi, tıpkı Hz.Mevlana gibi; “Her şey vaktini bekler, Ne gül vaktinden önce açar, Ne güneş vaktinden erken doğar. Bekle, senin olan sana gelecektir.”
The Boston Consulting Group-Yves Morieux; Yeni çalışma biçimleri geliştirmeliyiz! “Teknolojiye yatırım okey, ama kurumlarda yeni çalışma şekilleri oluşturmalıyız. 60 yıl önceki çalışma şekliyle yeni teknoloji kullanıyoruz” diyerek, teknoloji ile uyumlu yeni iş modellerinin gerekliliğine değindi.
Ser in Motion’ın Kurucu ve Direktörü Felicia Perseguer: “Hayatta neye ihtiyacımız olduğuna değil, ne istediğimize odaklanıyoruz” diyerek içimizdeki gücün liderliğine dikkat çekti.
Complete Coherence -Dr Alan Watkins ; “Bazı insanlar yaptıkları işe odaklanıyor, bazı insanlar ilişkilerine odaklanıyor, bazıları ise kendilerine odaklanıyor. Bu üç boyutu birlikte geliştirmeliyiz” diyerek, gelecek için rekabet avantajının “4D Liderlik” olduğunu söyledi.
MCT CEO’su Tanyer Sönmezer ise liderliği çok kapsamlı ama, sade bir formülle şekillendirdi; “Şirketler zor süreçlerden geçiyor.Bu dönemlerde ‘Çevik ve Cesur Liderlere’ ihtiyaç var, böyle liderleri bulun,geliştirin diyerek, LİDER’i bu 4 HAVE özelliği ile tanımladı; “Mütevazı, Uyumlu, Vizyoner ve Konuya bağlanmış olmalı”.
HAVE; Humble, Adaptable, Visionary, Engaged

Bugün dünyanın sıkıntı çektiği önemli alanlardan biri de güçlü liderlik konusunda örnek teşkil edecek bir liderin olmayışıdır. ATATÜRK’ün liderlik vasfı tarihte yer almış, ancak geleceğe halen örnek teşkil etmektedir, bu bakış açısını bir kez daha vurgulayan Sn.Sönmezer, zihnimizdeki LİDER kodlamasını bir kez daha güncellememize yardımcı oldu.
ATATÜRK gibi, küçüğünü de büyüğünü de saygıyla, önem vererek dinleyen, anlayan, farkındalıklı ve değerlerle kodlanmış bir zihin yapısına sahip liderlere acil ihtiyaç var.

Muhteşem fikir ve öngörüleri içeren bu organizasyonları gerçekleştiren, Management Centre Türkiye (MCT)  Sn.Alper Utku (Yönetim Kurulu Başkanı), Sn. Didem Gürcüoğlu Tekay (Gn. Müdür) , Tanyer Sönmezer (CEO) sizin vizyonerliğinizle MCT dünyaya açılan kapı oldu, liderliğinizle akla, kalbe hitap ettiniz, nice 25 yıllara, tebrikler.

Bu da benden;
“Zihinde huzuru, kalpte sevgiyi ve ilişkilerde mutluluğu bulundurun, bulunduğunuz ortama ve An’a göre zihninizi eğitin, oto sistemde olmayın, MIND TIME yapın”.(Zihin Mühendisliği)           

GÜÇLÜ ÜLKE; EĞİTİM VE EKONOMİ

Dünya çok hızlı ve karmaşık.
İşsizlik gün geçtikçe artıyor, …? “YIKICI –DISRUPTIVE” DEĞİŞİMLER geliyor.

Neden işsizlik gün geçtikçe artıyor? Neden üretken yatırımlar arzu edilen ölçüde artmıyor ? Neden üniversiteler nitelikli öğrenci yetiştiremiyor? Neden, gençlik umutsuzluk içinde, geleceğe ait hedefini oluşturamıyor, tükenmişlik içinde?Neden çalışanlarımız, yatırımcılarımız dahi mutsuzluk ve güvensizlik sorunu yaşıyor? Güçlü bir ekonomiye neden sahip olamıyoruz?

“MELT-RATE-Erime hızı” gittikçe  artıyor….Eriyen ne? Birikimler mi,kariyerler mi,şirketler mi,emek güçleri mi,değerler mi?Hepsi ayrı bir derin konu, ancak bu yazıda sadece eğitim ve yönetim stratejilerini kısaca örneklemeye çalışacağım.
Ülkenin eğitim gerçeğini yakın merceğe aldığımızda, maalesef üniversitelerimizin çoğunun nitelikli eğitime yönelmediğine tanık oluyoruz.Herkesin zihni karmaşık ,belleklere yerleştirilen harcıalem, bulanık bir fotoğraf ile. Üniversitelerimiz, hocalarımız lütfen yetenek ve beceri geliştirin,yetenek üretin, ETİKET DEĞİL…Çünkü ülkemizin ve dünyanın “Hyper Awarness” Liderlere acil ihtiyacı var.

Sizce, İsrail neden güçlü bir ülke?Basit bir şekilde, sadece eğitim sistemlerine bir göz atalım;İsrail’de her 5 çocuktan dördü daha lise çağında Teknik Eğitimde.Teknik Eğitim dersleri seçmeli.Üstelik seçmeli dersler bir mühendis kabiliyetinde, işten anlayan uzman, usta ,montör yetiştirecek nitelikte.Seçmeli dersler;Motor, Mekanik,Bilgisayar,Havacılık,Uzay,Gemicilik,Tasarım,İnşaat,Tarım,vs…gibi ” ENDÜSTRİ4.0,AKILLI TOPLUM5.0″ oluşturacak bilimsellikte.

İsrail, yarısı çöl, tarım ülkesi değil ama tarım ülkelerine (ülkemiz gibi) tohum ihraç ediyor.Hem de dünyanın en iyi ürünlerini yetiştiriyor, içlerinde tohum olmayacak şekilde ki, her seferinde ürünü sadece onların ülkesinden alın diye.
Bu faaliyetlerin hepsi ülke stratejisi,ekonomi ve eğitim politikaları ile alakalı olup, bir yetenek ve beceri işi .

Ekonomik olarak ilerlemek, büyümek,”Güçlü Ülke” olmak böyle bir şey, Muasır Medeniyetler seviyesine böyle ulaşılıyor.

29 Ekim 1933 tarihinde Onuncu Yıl Nutku”nda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadeleri, günümüz ekonomi ve eğitim politika ve stratejilerini dahi belirleyecek tarzda;“Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız.Millî kültürümüzü, “muasır medeniyet” seviyesinin üstüne çıkaracağız”.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 17 Şubat 1923 İzmir İktisat Kongresinde yapmış olduğu konuşmada
; “Efendiler! Tarihimizi dolduran zaferler ve başarısızlıkların tümü, ekonomik durumumuzla yakinen ilgilidir.
Yeni Türkiye’mizi, layık olduğu “Uygarlık Seviyesi”ne eriştirmek için, her ne olursa olsun ekonomimizi birinci planda tutarak, en çok bu konuya önem vermek zorundayız”.
Geleceğe güvenle bakan nesiller yetiştirerek… Dünyanın en güçlü 10 ekonomisi arasına bu stratejiler ile girebiliriz.

« Older posts Newer posts »

© 2024 Perihan USTA

Theme by Anders NorenUp ↑