“İNSANI TEMEL ALAN BİR EKONOMİK SİSTEM İNŞA ETMELİYİZ”
19. Dünya İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kongresi 11-15 Eylül tarihlerinde İstanbul-Haliç Kongre Merkezi’nde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğinde, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Uluslararası Sosyal Güvenlik Kuruluşları Birliği (ISSA) işbirliğiyle Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “19. Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi” ülkemizin tanıtım filminin sunulduğu açılış töreni ile başladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kongrenin açılış töreninde, İstanbul’un kongre turizminde dünyanın en önemli merkezlerinden biri haline geldiğini ifade ederek kongreye damgasını vuran,
“İNSANI TEMEL ALAN BİR EKONOMİK SİSTEM İNŞA ETMELİYİZ’’ sözleriyle devam etti.
Başbakan Erdoğan “İnsanın önemsenmediği, yaşamın ve sağlığın ihmal edildiği, temel hak ve hürriyetlerin kolayca yedeğe alındığı bir ortamda, huzurdan da refahtan da bahsedilemez. Dünya ülkeleri olarak, insana kıymet veren, insanı temel alan, insanlar arasında ayrım yapmayan, adaletten asla taviz vermeyen bir ekonomik sistem inşa etmeliyiz. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konuların gelişimini de böyle bir çerçeveden değerlendirmemiz mümkündür. Batı tarihinde köleliliğin kaldırıldığı doğrudur, ancak emek üzerindeki sömürüye hala tam olarak son verildiğini söylemek mümkün değildir. Dünya genelinde, çalışma sürelerinden emek ücretlerine, iş güvenliğinden sosyal güvenlik uygulamalarına kadar birçok alanda ciddi sorunlar olduğu bir gerçektir. Bu sorunların çözümü, insanlık olarak üzerimizden bir borcu düşüreceği gibi, ülke ekonomilerine de olumlu şekilde yansıyacaktır. Bugünün dünyasında tüketicilerin çevre ve iş güvenliği gibi konulara büyük bir hassasiyet göstermeye başladıklarını hatırlamamız gerekiyor. ” dedi.
Sözlerine DÜNYA EKONOMISI ile ilgili yorumlarıyla devam eden Başbakan Erdoğan,‘’Dünya ekonomis son yıllarda, üzerinden kara bulutların dolaştığı bir dönemden geçmektedir. 2008 yılının sonlarında ortaya çıkan küresel finans krizinin etkilerinin hala belli ölçüde devam etmektedir.Bu krizin arka planını incelediğimizde, krizin ekonomik nedenleri kadar, siyasi ve ahlaki boyutunu da nazarı dikkate almamız gerektiğini düşünüyorum. Krizin altyapısında sonu gelmeyen bir tüketim ve kazanma hırsı, israf kültürü, devletlerin halklarından bilgi saklaması gibi gayri ahlaki tutum ve davranışların olduğunu da kabul etmek gerekiyor” dedi.
‘’İSTİHDAM ARTIRICI POLİTİKALAR ÜRETMEK’’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ülke ekonomilerinde bir yandan istihdam artırıcı politikalar üretilirken aynı paralelde istihdam şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini ifade ederek konu yaklaşımına şöyle devam etti.
“Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi’nde masaya yatıracağımız konuların, paylaşacağımız bilgilerin ve kuracağımız yeni işbirliği alanlarının bu açıdan çok önemli olduğunu ifade etmek isterim. Uluslararası Çalışma Örgütünün tahminlerine göre, dünyada 1, 2 milyarı kadın olmak üzere 3 milyar civarında bir iş gücü bulunuyor. Sadece bu rakam dahi, çalışma hayatında yapılacak her iyileştirmenin dünya üzerindeki herkesi yakından ilgilendirdiğini ortaya koyuyor.
Dünyada her gün yaklaşık 1 milyon iş kazasının yaşanması, dünya ekonomisine, toplam gayrisafi hasılanın yüzde 4’ü kadar bir maliyet oluşturuyor. Bunun da ötesinde, iş kazası ve meslek hastalıkları sonucu her yıl 2, 3 milyon insan, maalesef hayatını kaybediyor, çok daha fazla insan ise sakat kalıyor. ”
SONUÇ ANALİZ;
Türkiye, iş kazaları ve meslek hastalıklarının en yüksek olduğu ülkelerinden birisi.
Resmi kayıtlara göre 2000-2009 döneminde Türkiye’de 784 binden fazla iş kazası olmuş ve bu kazalarda 10 binin üzerinde emekçi yaşamını yitirmiş.
Resmi kayıtlara girmeyen iş kazaları ya da meslek hastalıkları nedeniyle ölen ve sakat kalan emekçilerin sayısını tahmin edebilmek ise neredeyse imkansız.
Bu gerçekler göz önünde bulundurularak kongre sonucunda etkin bir deklarasyon yayınlanarak kamu ile paylaşılması ve uygulamaya konulması kongrenin beklenen verimi oluşturması açısından önem arz etmektedir.