Perihan USTA

Yönetim Danışmanı & Eğitim Bilimci Araştırmacı Yazar,Baş Denetçi

Tag: Küresel Ekonomi

Değişim ve Küresel ruh sağlığı

Dünyanın değişimi ve ‘Küresel ruh sağlığı’

Bu konuya geniş bir perspektiften bakabilmek için, öncelikle aşağıdaki soruları gözden geçirmekte fayda var.

Pandemi sonrasında, ’’Dünya Neoliberalizm’den uzaklaşmalı mı’’?

Dünyayı daha adil bir yer haline getirebilmek için neler yapmalı?

Küresel Ekonominin modası geçmiş yönleriyle yüzleşmek..,

İşletmeler sadece kendi kar marjlarını değil, dünyanın da durumunu iyileştirmek için çalışmalar yapması…,

Şirketler Hissedar Kapitalizmi’ni, ‘Dünyanın Durumunu İyileştirme’ yönünde geliştirmesi…, gibi konularla yüzleşirken

‘Küresel ruh sağlığı’da önemle ele alınmalı.

Salgının psikolojik etkileri göz önüne alınarak ‘Küresel ruh sağlığını’ iyileştirici yönde ciddi çalışmalar acilen yapılmalı,

Zira zihinsel sağlık her şeyden önemli…

Bu dönemde zihinsel sağlık için bazı önemli tedbirler;

Zihnin yaratıcı potansiyeli ile yaşama yön vermek,

Bunun için dış kaosun iç huzur alanını manipüle etmesine izin vermemek,

Kaosu zihne etiketlememek, daima zihni endişe ve belirsizliklerden arındırmak.

Özellikle bu dönemde, hayatınızda direnç yaratan sorunlar oluşturmayın ki acı çekmeyin, böyle bir zihniyetiniz varsa değiştirin, ‘Ben böyle istiyorum, Böyle olmalı’ zihniyetinden vazgeçmek.

Zihnin bütünlüğünü parçalamaya çalışan, algıyı yöneten negatif şartlı sistemlerden uzak durmak,

Zihni kaosa ipotek ettirmemek,

Ve en önemlisi ‘Kurban Zihniyet’inin tuzağına düşmemek.(Zihin sağlığı konusundaki tedbirler ayrı bir makale konusu.)

Küresel dünya analizine Dünya Ekonomik Forum’un kurucusu Klaus Schwab’ın söylemiyle devam edelim,videoyu izleyerek;

‘’Pandemi sonrasında dünya Neoliberalizm’den mutlaka uzaklaşmalıdır’’diyerek  piyasada oluşan ‘’Yeni Olağanüstü Büyük Küresel Tekeller’’e dikkat çekiyor.
Schwab, serbest piyasa köktenciliğinin, işçi haklarının ve ekonomik emniyetin erozyona uğramasına, kuralların ortadan kaldırılmasına yol açtığını belirtiyor.
Şimdilerde, Covid 19 küremizi sarsarken bazı kutsal fikirleri yeniden gözden geçirmemizin vakti geldiğini söyleyen Klaus Schwab;
İkinci Dünya Savaşını takip eden on yıllarda, yoksulluğu ortadan kaldırma, çocuk ölümlerini azaltma, yaşam sürecinin uzatma, okur-yazar oranlarının arttırma konularında, Dünyamız fevkalade büyük aşamalar kat etmiştir.  Kapitalizm, serbest ticaret ve uluslar arası dayanışma bu gibi değişikliklerin yapılabilmesinin itici gücü olmuştur ve bu fikirler hem savunulmalı hem de korunmalıdır. Buna ek olarak Endüstri4.0 ve Dijital Teknoloji konularına odaklanmaya da devam etmeliyiz. Bu son teknolojik gelişmeler bize aşılar, yeni tedavi yöntemleri ve PPE(Personal Protective Equipment) gibi enstrümanlar vererek krizleri karşılamamıza yardım sağlamışlardır.
Fakat, küresel ekonominin modası geçmiş yönleriyle de yüzleşmeliyiz.  Bunlardan en başlıcası serbest piyasayı, finansal kural serbestisi ve mali kemer sıkma konularını destekleyen neoliberal ideolojidir.  “Kapital” kelimesiyle neyi ifade etmek istediğimizi tekrar düşünmeliyiz; parasal yönün yanı sıra, çevreci, sosyal ve insani yönlerini de kurcalamalıyız.  Günümüzün tüketicisi sadece daha kaliteli mal ve servisin daha ucuz olmasının yanı sıra şirketlerin insanlığın ortak iyiliğine de katılmasını bekliyor. Yepyeni bir yaklaşım için böyle bir talep oluşmuştur. Bu da işletmelerin sadece kendi kar marjlarını değil de dünyanın durumunu iyileştirmek için çalışmalarını önemseyen Hissedar Kapitalizmidir.
Sizler, dünyayı daha adil bir yer haline getirebilmek için neler yapmamız gerektiğini düşünürdünüz?’’

Evet,hepimizin bu soruya verilecek cevabı hazır olmalı, özellikle şirketlerin, liderlerin, başkanların, her bir bireyin….
Dünyada dev bir arınma ile gelen değişim hızla yol alıyor.
Zorbalık ve birçok seviyede büyük huzursuzluk, öfke… terörizm… izolasyon… baskı… yalanlar…Bu gerçekleri görüyoruz ve yaşıyoruz maalesef .
Ancak  bu düşük titreşimli gerçekliğin ötesinde, güzel ve muhteşem gerçeklerin olduğunu da göz ardı etmemeliyiz.
Tüm dünyada, ‘Şefkat… Sevgi…Anlayış’ gibi duygular hızla büyüyerek, ‘kollektif bilinç alanı’nı güçlendiriyor.
Unutulmamalı ki, geleceği sürdürülebilir kılacak olan bugün sahip olduğumuz, ‘Şefkat, Sevgi ve Anlayış’ gibi insani duygulardır, siyasi oyunlar değil.

21.Yüzyıl insan kaynaklarını yönetebilmek!

21.Yüzyıl insanına dair en gözde sözcükler DAVOS’a da damgasını vurdu.
“KARMAŞA , KARMAŞIKLIK, BELİRSİZLİK”.
Karmaşıklık önce insanların zihninde başlar.Zihin karmaşıklığı çözülmediği müddetçe belirsizliğe yol açar.
Çıkış arayıp bulmakta zorlanan 21.yüzyıl insanı, gittikçe tükenmekte.
Tükendikçe beraberinde ki her şeyi ya tüketiyor ya da batırıyor.
Bu yüzden, “Karmaşık Zihinler” küresel ekonomiyi çok, ama çok etkiliyor.
Sanki sözleşmişler,zihin gibi küresel ekonomi de tıkanıyor.
Tesadüf değil, asla…
Aslında tıkanan ekonomiden önce, insan da ki bedene kumanda eden sistem olan “zihin”.
Kurban edilmiş zihinler, hipnotize zihinler ve psikolojisi parçalanmış bireyler, toplumlar.vs..
Bilimsel veriler, araştırmalar kanıtlamıştır ki “Bireysellik değil kolektif davranışlar” topyekun kalkınma modellerini destekler, huzuru olağan kılar.
Doğuda, batıda veya dünyanın herhangi bir yerinde ki felaket ve ölümler, tüm insanlığa olumsuzluk olarak geri dönen bir sermaye oluşturur. Gelir sermayesi değil tabi ki,”Tükenmişlik sermayesi”.

Sizce iş hayatında neden “yetenek ve beceri sıkıntısı çekiliyor”.
Ruhu şad olsun Sn.Mustafa Koç, Davos Zirvesi için hazırladığı konuşma metninde, bu konudan önemle bahsetmişti.
Gittikçe refah ve huzur dolu bir dünya yaratma güçleri olan ve yüksek bilgi ile donanmış “İnsanlar Topluluğu , CEO’lar, Liderler,Yönetici”sayısı artarken, ne gariptir ki karmaşık düzenler azalacağına gittikçe artıyor, “küresel ekonomi ve küresel nüfus” daha dengesiz hale geliyor.
Bu dengesizliğin sebepleri çok ama hepsini de insanoğlu kararlarıyla yaratıyor.
Çin ekonomisi eski gücünü kaybediyor, Petro fiyatları düşüyor, Dünya Merkez Bankası faizleri yükseltiyor,dünya mülteci krizi ile çalkalanıyor, Ortadoğu çakalların istilasında, insanlar öldürülüyor ve bu yüzden Ortadoğu bir yanardağ misali tüm dünyayı etkileyecek lav püskürtmek zorunda kalıyor.
Sonuçta “DENGESİZLİK &ZİHİN” bir ikili oluşturmuş, dünyayı bir beşik gibi sallıyor.
Peki çözüm nerede?
Çözüm sende, bende, bizde, bizi biz yapan zihinlerde.
Ama” Fare Modeli” çalışmayan zihinlerde.
Bütünün hayrına odaklanan zihinlerde, kollektif zihinlerde.
Sevgili insanoğlu unutma ki “Her hücrenin sırrı bütünde saklıdır”.
Dünyanın bir ucundaki uygunsuzluk, felaket ve savaş, suya düşen taşın oluşturduğu dalga misali yayılıyor,yayılıyor ve seni de çembere alıyor, BİLESİN ÇEMBERDESİN.  Zihnini kim Yönetiyor?

© 2024 Perihan USTA

Theme by Anders NorenUp ↑