21.Yüzyılda şirketler ‘’Karmaşık Yönetim’’ ile sorunlarını çözmeye çalışıyorlar.
Dünyada gittikçe artan ‘’Gelecek Belirsizliği’’ yüzünden şirketler , krizlerle baş edebilmek için bu yönteme merak sarıyor.
‘’Yapay Zeka, BSG –Business Systems, BI-Business Intelligence’’ işletme sorunlarını belli bir noktaya kadar çözebiliyor, ya sonra…?
“İşin Biyolojisini” yöneten “Çalışan Biyolojisi” devreye giriyor.
21.Yüzyıl şirketleri ayakta kalabilmek, rekabet gücünü ve karlılığı arttırabilmek adına şirketin patron veya CEO’su doğal olarak performans baskısını devamlı sürdürüyor.
Bu baskı kısa vadede işletmenin cirosunu, kârını pekâlâ arttırabilir.
Ancak uzun vadede baskıdan bunalan çalışan ‘’Mesleki Etik’ten’’ ödün vermek zorunda kalarak, gittikçe artan bir risk yüklenmeye başlar.
Zamanla riski yönetemez hale gelir.
Sonuçta biyolojisi tehdit altında kalan çalışanlar topluluğunun “Kurumsal Performans”a etkisi negatif yönde hızla artar.
Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan mahrum olma misali.
Şirketlerde ki ”Negatif Performans”ı çok iyi sorgulamak gerekir;
Çalışanlar ‘’Teknoloji ve Performans Tekniklerini’’en uygun tarzda kullanırken, şirkette aşırı risk iştahı neden arttı?
Patron veya CEO’nun AÇGÖZLÜ oluşu bu gidişe neden olabilir mi?
2001 yılında ABD’nin Dünya devi şirketi Enron sizce neden battı?
Şirketi ’un yaptığı ölümcül hatalarından biri de Enron’u yöneten CEO’nun açgözlülüğü idi.
Şirketlerin karlılığı için işin biyolojisi önemli ama 21.Yüzyıl İş dünyasında “Çalışan Biyolojisi” çok daha önemli. İnsan biyolojisinin kaynağı, bedene kumanda eden Zihin Sistemi, aşırı baskıda karmaşık hale gelir, beslenemez, zayıflar ve asli hedefini kaybeder.
Karmaşık zihinlerle şirket karlılığını sürdürülebilir kılmak mümkün değildir.
Oysa ki zihin sistemini ”Değerlerle Beslemek” , şirketlerde “Mesleki Etik Değerlere” sahip çıkmak, sürdürülebilir karlılığın en önemli yapıtaşlarından biridir. (Zihin Mühendisliği)